Dayanıklılık

DAYANIKLILIĞIN GELİŞTİRİLMESİ

Birçok antrenör ve sporcu; önemli bir 5000 m, 10000 m veya maraton yarışında, son turlara kadar grubun başını çeken sporcunun, yarışın son 100 hatta son 50 metrelerinde geçildiğini görerek, bunun nedeninin sürat eksikliği olduğunu öne sürerler.

Tam tersi, aslında yapılan çalışmalar, sporcunun dayanıklılığında eksiklikler olduğunu göstermektedir.

Aerobik enerji elde edilmesi konusu hatırlanırsa, onun ışığında düşünüldüğü zaman dayanıklılık tamamen organizmanın aerobik enerji üretimine dayalı olarak ortaya çıkan bir kondisyon özelliğidir.

Bir başka deyişle 3 dk. üzerinde yapılan aralıksız çalışmalar, zaman uzadıkça tamamen aerobik enerji sistemine dayalı olarak geliştirilir.

Fizyolojik olarak, insanın maksimal dayanıklılığı, kişinin maksimal aerobik kapasitesi olarak isimlendirilir.

Bir başka deyişle bu, kişinin maksimal yüklenme anında kullanabildiği maksimal oksijen miktarıdır.  Bu değer ne kadar fazla ise kişinin dayanıklılığı o denli fazladır.

Dayanıklılık sporlarının başında gelen kros,kayak ve maraton sporlarında bu değerin her kg. vücut ağırlığı başına 70 mililitre oksijen değerinin üzerinde değerler olduğu saptandığı görülmüştür.

Ancak bu, sporcularda bir tavanı oluşturur. Yukarıda sözünü ettiğimiz geçilen sporcumuzda bu özellik büyük olasılıkta gerektiği kadar vardır. Ancak olmayan özelliği, maksimal oksijen kapasitesinin büyük bir yüzdesini aerobik olarak kullanamamaktadır. Bir başka deyişle, atlet hızlı tempo koşuyu, aerobik olarak kısa bir süre götürmek istediği zaman dolaşım ve solunum sistemleri başta olmak üzere yorulmaya başlayarak, ya temposunu yavaşlatma veya aynı tempoda koşması halinde, bir miktar da anaerobik çalışmaya girmek zorunda kalmaktadır.

Bu durumda uzunca bir süre koşması halinde laktik asit gibi yorgunluğu yaratıcı artık maddeler ortaya çıkmaktadır. Anaerobik enerji kaynaklarının erken kullanımı nedeniyle atlete yarışın sonu için bir şey kalmamaktadır. Yarış temposunu tümüyle aerobik olarak götüren rakip atlet, yarışın son bölümlerinde kullanabileceği daha çok anaerobik ve daha az yorgunluk nedeniyle kazanma şansı çok daha fazla olmaktadır.

Yukarıda anlatılan nokta, fizyolojik dilde anaerobik eşik olarak isimlendirilir. Bu eşik, yorgunluğu yaratan

anaerobik çalışma artık maddelerinin, artan çalışma şiddetine oranla çok fazla artmaya başladığı düzey olarak kabul edilir. Antrenman uygulamalarında antrenör bu eşiği zorlamak, yani yarış temposunu kazandırmak için sporculara ” special antrenman” yada “tempo çalışmaları” yaptırırlar.

Böylece sporcu daha uzun süre aerobik olarak çalışablme kapasitesini geliştirir.

Bu nedenle, dünyaca ünlü maratoncuların aerobik kapasitelerinin yüksek olması yanında, bu kapasitelerinin önemli bir yüzdesini (% 85-90 ) yarış anında uzun süre kullanabilme yetenekleri vardır.

Sporda iyi bir çok ülke, elit sporcuların bu yeteneklerini nedenli kullanıp kullanamadıklarını saptamak için düzenli olarak laboratuvar çalışmalarıyla test edip, antrenöre gerekli antrenman düzenlemeleri için telkinlerde

bulunurlar. Böylece antrenör ve bilim işbirliği içerisinde insanoğlunun fiziksel sınırlarını zorlarlar.

Dayanıklılığın geliştirilmesi için ;

*Genetik yapı

*Antrenman:

1. Kişisel antrenman

2. Çalışma düzeyi

3. Çalışma özelliği

4. Antrenman ilkeleri

5. Antrenmana uyum yeteneği

Sporcunun Olimpiyat, Dünya veya Avrupa şampiyonasını finallerinde yarışabilecek bir sporcu olabilmesi için

önemli oranda kırmızı kas lifi bulundurması gerekir.

Kırmızı kas lifi fazla olan kişiler, antrenman yoluyla dayanıklılık özelliklerini geliştirebilirler. Kırmızı lif yüzdesi az olan kişiler her ne kadar diğer beyaz liflerin oksijen kullanabilme özellikllerini önemli ölçüde geliştirebilirlerse de, bir süper maratoncu veya kros kayakçısı olacak kadar dayanıklılıklarını geliştiremezler. Bu nedenle “Olimpiyat şampiyonları doğuştan yaratılmışlardır” bir kez daha karşımıza çıkmaktadır.

Antrenman biliminde dayanıklılık, Genel dayanıklılık, Özel dayanıklılık olarak ikiye ayrılır. Genel dayanıklılıktan, şu ana kadar söz ettiğimiz anlamda, daha çok solunum ve dolaşım sistemleri dayanıklılığı düşünülürken, özel dayanıklılıkta ise daha çok kuvvette ve süratte devamlılık anlaşılmaktadır. Çoğu zaman antrenör ve sporcular, bir futbol maçındaki top sürme, pozisyona girme için sprint atma gibi çalışmalara bakarak, bir futbol oyunun tamamen anaerobik olduğunu düşünürler. Tümüyle haksız değildirler. Ancak maçın 90 dk. Oynandığını düşünürsek, yapılan hücumlar, ileri geri koşmalar anaerobik olurken (özel dayanıklılık), bunların yarattığı özel borçlanmalardan organizmanın kurtulabilmesi tamamen genel dayanıklılık yani aerobik kapasitesine bağlıdır.

Bir başka deyişle, birçok spor dalında “antrenman yapabilmek için antrenman yapmak” kapsamında ele almak gerekmektedir. 100 m örneğinde, sprinterin bir tekniği yerleştirebilmesi için istenilen hızda çok sayıda

alıştırmalar yapması gerekmektedir. Çok sayıda aynı kalitede tekrarlar, kişinin normale dönebilme, yani dinlenebilme kapasitesiyle sınırlıdır. Bu kapasite tamamen aerobik sisteme bağlıdır. Aerobik kapasitesi iyi olan kişiler hızlı ve daha iyi dinlenebilirler. Böylece antrenmanda daha iyi bir yükleme yapabilme gerçekleştirebilirler.

Dayanıklılığın geliştirilmesi, için çok sayıda antrenman programı ortaya atılmıştır. Bu antrenmanlardan bir kısmı; fartlek, interval antrenman, istasyon çalışmaları, uzun yavaş tempo(UYT) koşularıdır. Çok yaygın olarak kullanılan interval antrenman, organizma üzerindeki etkilerini yükleme aralıklarında gerçekleştirmektedir. Bu sisteme bağlı olarak istenilen bir dayanıklılık özelliği geliştirilebilir. Yaygın intervalde amaç daha çok dayanıklılık özelliği olan kuvvet ve sürat gelişimi olurken, şiddetli intervalde kuvvet ve sürat özellikleri biraz daha ağır basmaktadır. Buna rağmen yinede dayanıklılık ağırlıklıdır.

Dayanıklılığın geliştirilmesinde fartlek denilen antrenman türü, dayanıklılığın gerektirdiği birçok spor dalında yaygın olarak kullanılabilir. İskandinav ülkelerinde geliştirilmiş olan bu çalışma türü, sürat oyunları anlamına

gelmektedir. Engebeli, tercihen koruluk bir yerde, sporcunun içten geldiği şekilde değişik eğimli yerlerde, aralıklarla sürate yönelik çalışmalar yapmasıdır.

Çalışmanın bir tek bölümü sürat, süratte devamlılık, kuvvet ve kuvvette devamlılığı geliştirirken, çalışmanın tamamı dikkate alındığı zaman, genel dayanıklılık özelliği de geliştirilmiş olmaktadır. Ancak fartlek antrenmanı bir kısım sporlarda daha özele indirgenerek, amaca yönelik dinlenmelerle, değişken sürat ve kuvvette devamlılık çalışmaları yaparak, sporun özelliğine yönelik temel özellikleri geliştirmede kullanılabilir.

Dayanıklılık antrenmanlarının dolaşım ve solunum sistemine olan etkisi, “sağlıklı yaşam” için gereken bir kısım fizyolojik değişimleri yaratmaktadır. Ancak, bu anlamda çalışanlar için, genel ilke, antrenmanda kendilerini aşırı yormamaya özen göstermeleridir.

Besyo Hazırlık, Besyo Hazırlık Kursu, Besyo Hazırlık Kursları ,Besyo Kursu, Besyo Kursları, Besyo Hazırlık Kursu istanbul, Besyo Hazırlık Kursu istanbul, Besyo Hazırlık Kursları istanbul, Besyo Hazırlık Kursları istanbul, Besyo Kursları istanbul, Besyo Kursları istanbul, Besyo Bölümleri, Besyo nedir, Besyo Taban Puanları, Beden Eğitimi Hazırlık, Beden Eğitimi Hazırlık Kursu, Beden Eğitimi Hazırlık Kursları, istanbul Besyo Kursları, Istanbul Besyo Hazırlık Kursu, Spor Akademisi Hazırlık Kursu, istanbul Spor Akademisi Hazırlık Kursu, İstanbul, İSTANBUL

besyo hazırlık kursu, besyo hazırlık kursları, istanbul,  besyo kursu, besyo kursları, istanbul, besyo bölümleri, besyo nedir, besyo taban puanları, besyo sınav kılavuzları, beden eğitimi hazırlık kursu, spor akademisi hazırlık kursu, İstanbul, besyo hazırlık kursu, besyo hazırlık kursları, besyo kursu, besyo kursları, İstanbul, spor akademisi hazırlık, seç besyo, seç hazırlık, seç akademi, besyo nasil kazanilir, besyo,


Yorumlar - Yorum Yaz